YILDIRIM KARA: HATAY’DA EĞİTİM SİSTEMİ YENİ DÖNEME HAZIR DEĞİL
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in "okullar sorunsuz açılacak" açıklaması, gerçeklerle bağdaşmıyor. Deprem bölgesinde her şeyin normale döndüğünü iddia etmek, ancak gerçekleri görmezden gelmek demek.
Geçici Olacağı Söylenen İkili Eğitim Hâlâ Devam Ediyor
Derslikler hâlâ donanımsız, öğrencilerimiz bu yıl da ikili eğitim sistemiyle derslerine devam etmek zorunda bırakılıyor. Deprem sonrası geçici (!) bir çözüm olarak başvurulan ikili eğitim, Hatay’da adeta yeni normal haline geldi. Kendi okulları henüz yapılmayan çocuklar, aylardır sabahın alacakaranlığında ya da akşamın zifiri karanlığında yollara düşüyor. Bu yıl da devam eden ikili eğitim sistemi nedeniyle okul binalarında ve öğretmen odalarında yoğun bir trafik yaşanıyor.”dedi.
YILDIRIM KARA: HATAY’DA KAMU PERSONELI KONTEYNER KENTLERDEN ÇIKARILIYOR
Yıldırım Kara, Hatay’da eğitimin; yardımcı personel yetersizliği, demirbaş, bilgisayar ve diğer lojistik eksiklikler, beslenme ihtiyacı, ulaşım ve barınma sorunlarıyla derin bir kriz içinde olduğunu vurgulayarak, “İktidar, deprem sonrası sunduğu geçici "çözümleri" kaldırarak mağduriyetleri derinleştiriyor: Hatay’da depremi yaşamış, konteynerlerde kalan öğretmenlere, Tasarruf Tedbirleri kapsamında tebligat gönderilmeye başlandı.Erzin’de, Arsuz’da, Altınözü’nde ve birçok ilçemizde öğretmenler, kendilerine konteynerları boşaltmaları için tebligat ulaştığını ve çaresizce ev aradıklarını dile getiriyor. Okul dönemi başlıyor olmasına rağmen Erzin’de 36 öğretmen konteynerlarından çıkmak ve yeni bir barınma yeri bulmak zorunda bırakılıyor. Hatay genelinde bu sorun giderek büyüyor. Kira fiyatları fahiş, konut stoku yetersiz; öğretmenler böyle bir ortamda nerede barınacak? Öğretmenlere ne kira yardımı ne de teşvik ödemesi sağlanıyor. Tasarruf, halkın, emekçinin, öğrencinin ve öğretmenin sırtından yapılmaz.
Deprem bölgesinde ‘her şey normal’ demek ve bir de üstüne tasarruf tedbirleri uygulamak, gerçeği göz ardı etmekten başka bir şey değil. Deprem bölgesinde ‘her şey normal’ demek ve bir de üstüne tasarruf tedbirleri uygulamak, gerçeği göz ardı etmekten başka bir şey değil. Öğrencilerimiz barınma, beslenme, ulaşım gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, öğretmenlerimiz zor koşullarda eğitim vermeye çalışırken bu söylemler sorumluluktan kaçmak anlamına gelir. İktidar, burada yaşanan mağduriyetleri görmeli ve gereken adımları derhal atmalıdır.” dedi.